AKP’giller iktidarında 2023 yılında 315 kadın katledildi

 

AKP’giller iktidarında 2023 yılında 315 kadın katledildi

Katledilen tüm kadınların hesabı sorulacak

Gün geçmiyor ki bir kadın cinayeti haberi gelmesin. Neredeyse her gün en az bir kadın hayattan, sevdiklerinden kopartılıyor. Katiller cezası verilmeden toplumun içerisine bırakılıyor ve saatli bomba gibi dolaşarak yeni kurbanlar buluyorlar.

2020 yılında 300 kadın katledilmiş, 170 kadının ölümü şüpheli bulunmuş. 2021’de 280 kadın katledilmiş 217 kadının ölümü şüpheli bulunmuş. 2022’ de 334 kadın katledilmiş 245 kadının ölümü şüpheli bulunmuş. 2023’de ise 315 kadın katledilmiş, 248 kadının ölümü şüpheli bulunmuş.*

Ne yazık ki 2024 yılının bilançosu da değişmeyecek. Yine kadınlar, çocuklar katledilecek, şiddete, tacize ve istismara uğrayacaklar.

Neden bu kadar net konuşabiliyoruz?

Çünkü ülkemizin içerisinde bulunduğu koşulları ve kadın katliamlarının asıl sebeplerini çok iyi biliyoruz. Bu nedenle bu sebepler ortadan kaldırılmadıkça kadın cinayetleri, tacizler, tecavüzler bitmez.

Laik Cumhuriyet’in ilanından sonra Mustafa Kemal  kadınlar için çok önem arzeden birçok yasa çıkartmıştır. Bunlardan en öne çıkanları sıralayalım:

1924’te Tevhid-i Tedrisat (Öğrenim Birliği) Kanunu ile kız ve erkek çocukların eşit eğitim alması sağlandı.

17 Şubat 1926 tarihinde Türk Medeni Kanunu yasalaştı. Erkeğin çok eşliliği ve tek taraflı “boş ol” demesi yerine kadın ve erkeğin eşit bir şekilde boşanma davası açarak mahkeme kararı ile boşanması, mirastan erkek çocuk kadar kız çocuğunun da eşit bir şekilde pay alması sağlandı.

30 Kasım 1925’te çok daha önemli bir adım atıldı ve halkı dinle, Allah’la aldatan yılan yuvaları “Tekke ve Zaviyelerle Türbelerin Kapatılmasına ve Türbedarlıklarla Birtakım Unvanların Yasaklanmasına ve Kaldırılmasına İlişkin Yasa ile kapatıldı.

1927 yılında çıkarılan Teşvik-i Sanayi Kanunu ile kadınlar çalışmaya özendirilmiş, 1936’da yürürlüğe giren İş Kanunu ile kadınların çalışma yaşamındaki esaslar düzenlenerek,  eşinin izni ile değil, kendi iradesi ile çalışıp çalışmayacağına karar vermesi sağlanmıştır.

Laik Cumhuriyet, 1930 yılında Belediye seçimlerine katılma, 1933’te Köy Kanunu ile muhtar seçilme ve 1934’te milletvekilliği seçme ve seçilme hakkını verdi kadınlara.

Bu önemli yasal düzenlemeler kadınlar için çok büyük bir önem arz etmektedir.

Ancak ne yazık ki  özellikle 1950’de emperyalizmin kuklası yerli işbirlikçi, vatan haini, karşı devrimci iktidarın başa gelmesi bir anlamda Laik Cumhuriyet’in Ortaçağ karanlığına götürülme sürecini resmen başlatmış oldu. Adnan Menderes’in “Siz isterseniz hilafeti bile geri getirebilirsiniz.” sözleri, devamında gelen ABD yapımı  iktidarlarında bu yılan yuvası olan tekke ve zaviyelerle omuz omuza çalışması ve yuvalanmalarına bilinçli olarak göz yumulması neticesinde  bugün memleketin dört bir yanı bu gerici yobaz örgütlenmelerle dolmuştur.

Kadın cinayetlerinin en önde gelen kışkırtıcısı Kaçak Saray’ın Ortaçağcı anlayışı ve onunla uyumlu Yargısıdır*

Genel Başkanımız Nurullah Efe Ankut 6 yaşında babası tarafından evlendirilen H.K.G. olayını değerlendirirken; “ Bunların ideolojisi nedir? 1400 yıl öncenin Arap Yarımadası’nın Hicaz bölgesindeki Antika Tefeci-Bezirgân Sermaye Sınıfının iktidar olduğu Mekke-Medine gibi şehirlerin örfü, kültürü. Siz bu insanlık düşmanı, vurguncu sömürgen sermaye sınıfının örfünü ve kültürünü yani çürümüş ahlâkını “din” diye, “sünnet” diye, “güzel ahlâk” diye üç yaşından itibaren Sıbyan Mekteplerinde, , Kur’an Kurslarında, tekke ve zaviyelerde-tarikat ve cemaatlerde, İmam Hatip Liselerinde ve İlahiyat Fakültelerinde insanlarımıza yüklerseniz, işin sonu işte buraya varır…Ve bugünkü biri hasbelkader patlamış ve günışığına çıkmış, daha binbir örneği gizli kalmış olan trajedilerin yaşanmasına varır…Ve Türkiye Toplumu, kadınlarımız için Cehenneme dönüşmüş olur… Erkekler de bu arada ahlâktan uzaklaşırlar, vicdanlarını ve insanlıklarını kaybederler.” diyerek bu yılan yuvalarının yapısını özetlemişti.

İşte bu yılan yuvaları ile beraber özellikle 2002’den beri Tefeci- Bezirgân sermayenin temsilcisi ABD Emperyalizminin proje partisi olan AKP’giller iktidarı ile birlikte bayır aşağı gidiş ülkemizde daha da hızlanmıştır.

Yukarıda yazdığımız devrim niteliğindeki yasalar kağıt üzerinde kalmış özellikle kadınlar üzerinden toplum yeniden dizayn edilmiştir.

Kız çocukları eğitimden kopartılmıştır, kadınlar çalışma hayatından uzaklaştırılmış, türban adı altında kadınların başı bohçalanmış, özgürlük adı altında esarete mahkum edilmiştir. Zehirli mantar gibi her yerde biten bu yılan yuvası tarikatlar, tekkeler, zaviyeler, Kuran Kursları, İmam Hatipler, cemaat evleri ve daha sayamadığımız bir çok yerde faaliyet göstererek çocukları, gençleri zehirleyerek Laik Cumhuriyet düşmanı, kadın düşmanı nesiller yaratmaya devam ediyorlar.

Bu yılan yuvalarında yetişen ve şimdilerde AKP’giller’in hukuk bürosuna dönüşmüş yargının başını tutan Muaviye-Yezid Dincisi Ortaçağcı sözde savcılar, hakimler ve yargıçların kadın-çocuk  katillerine ödül gibi cezalar vermeleri bu katilleri daha da cesaretlendiriyor.

Partimizin bu konuda duruşu nettir. Parti programımızda “Irz suçu (cinsel suç) dışında idam cezası olmayacak.” denilmektedir. Yani kadın cinayetlerinde ve kadına, çocuğa yönelik cinsel suçlarda en ufak bir taviz bile olmayacak.

İşte bu yüzden bizler Cumhuriyetimizin 100. yılında bu kadın-çocuk, laiklik, cumhuriyet düşmanı ABD Emperyalizmi ve onun yerli işbirlikçisi AKP’giller tarafından Ortaçağcı Faşist Din Devletine götürülüşümüz devam ettiği sürece bu kadın katliamları devam edecek diyoruz.

Kadının hem Ortaçağ zihniyeti tarafından zulme uğraması hem de kapitalist sömürü düzeninde parababaları tarafından çifte sömürüye maruz bırakılması insanlık adına utanç vericidir.

Bu nedenle 5 Şubat’ta 87. yılını kutlayacağımız laiklik biz kadınlar için hayati öneme sahiptir.

Biz Kurtuluş Partili Kadınlar olarak bir taraftan kadının özgürlüğü olan laikliği korumak için mücadele ederken bir taraftan da kapitalist sömürü düzenine karşı mücadelemizi sürdüreceğiz. Çünkü Antika Tefeci-Bezirgân sınıfla birlikte sınıfsal sömürüyü ortadan kaldırmadığımız sürece sorunlarımızı tam anlamıyla çözüme kavuşturamayız.

Her zaman söylediğimiz gibi “Kadının Kurtuluşu İşçi Sınıfının Kurtuluşundan Bağımsız Değildir”. Yani kadın da tıpkı İşçi Sınıfı gibi Halkın Devrimci Demokratik İktidarında özgürleşmeye başlayacaktır.

Kadın-Erkek El Ele Devrimci Mücadeleye.

04.01.2024

Merkezi Kadın Çocuk Komitesi

 

 

 

 

 

 

 

*https://www.hkp.org.tr/kadin-cinayetlerinin-en-onde-gelen-kiskirticisi-kacak-sarayin-ortacagci-anlayisi-ve-onunla-uyumlu-yargisidir/

 

* (Kaynak; Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu)

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.